Bir sabah uyanıp Gregor Samsa gibi korkunç
bir böceğe dönüşmeyie bekliyorum. Çünkü her gece korkunç bir kâbus görüyorum. Ayrıca
gündüzleri de her yerde cesetler görüyorum. Böcek cesetleri. Her geçen gün de
çoğalıyor sayıları. Canlı olanlarını söylemiyorum bile.
Duvarlardan sesler geliyor. Bir
tahtakurusunun seslerini anımsatıyor ama ahşap bir yapının içinde değilim.
Sesler her geçen gün daha da artıyor. Ama ben odada biraz gürültü çıkarsam
hemen kesiliyorlar. Demek ki henüz beni yeterince benimseyememişler.
Ama ben artık korkmuyorum onlardan. Yatağın
altına kaçan böceği görünce ne yatağı kaldırıp bir arayışa giriyorum, ne de
yatağımın altında bir haşere var diye huzursuz bir uyku uyuyorum. Tenimde
hareket eden bir şey hissedince de paniğe kapılmıyorum. Bekliyorum ki yolcu
geçsin gitsin yolundan. Bu rahatlığımı yavaş yavaş bir böceğe dönüşmemin
emaresi olarak yorumluyorum. Belki de böceğe dönüşeceğim sabahın yaklaşması
biraz da onlarla böyle iç içe yaşamamdandır.
Ama hayır! Asıl neden bu değil. Biliyorsun.
Gerçek olan senin bir böcek kadar işlevsiz olman. Hiçbir işe yaramıyorsun.
Hiçbir zaman da yaramadın. Yoksun sen. Ve bir böcek kadar da kaçınılası
duruyorsun çoğu zaman.
İşte tam bu yüzden bir sabah yorganın
altında çirkin bir böcek olarak uyanacağım. Artık benim için bile garipleşen
uzuvlarıma bakacağım. Ama ben Gregor Samsa gibi şaşırmayacağım. Çünkü zaten
çoktan bekliyordum bu sabahı.
Böylece tereddütsüz gördüğüm ilk karanlığa sığınacağım.
Ne zamandır birlikte yaşadığım arkadaşlarımın arasına dalacağım. İlk işim de
duvarlardaki sesin kaynağını araştırmak olacak.
Sonra benim yokluğumla sessizleşen odamı
ailem ziyaret edecek. Tabii beni tanıyamayıp üstüme böcek ilacını boca
edecekler. Karanlık bir köşede umarım ki bir böcek kadar hissiz öleceğim.
Odadaki yokluğum ailem ve diğerleri tarafından hemen kabullenilecek. Çünkü
hatırlıyorum da, zaten ben yoktum. Belki annem cesedimi çöpe süpürecek.
Ve ben yine böyle bir kâbustan uyanıp
ellerime kollarıma bakacağım, bir böceğe "dönüşmediğimden" emin olmak için. Belki
de sevineceğim ama yine de yanımdan geçip giden böceğe özeneceğim.
Ama en çok Gregor Samsa'yı özleyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder